ARDAHAN'DA DEVŞİRME TOSUNCUKLAR
hüsamettin avşar
Ardahan’ın eski otogarına doğru yürüyoruz. Yanımda bir xoçvanlı. Bana Sürekli Efê’nin maceralarından söz ediyor. Gülüşüyoruz. Yıllar sonra doğduğum topraklara dönmüş olmamın coşkusu ve çocukluk yıllarıma ilişkin nostaljiyle…
Sokakta başıboş bir sürü hayvan… İlhan Selçuk’un 25
yıl önceki bir köşe yazısından esinlenerek Xoçvanlıya:
-Bunlar it mi, köpek mi, diye takılıyorum.
Xoçvanlının yüzünde, anlam verilemeyen bir gülüş beliriyor…
Ve şaşkın bir bakışla:
-Yaho ne fark eder? Ha it ha köpek!
-Yoook öyle değilmiş: köpek itten daha aşağılık bir
yaratıkmış, diye yanıtlıyorum.
-YA öyle mi, diye soruyor
-Evet, diyorum
-Peki, bunu biz nasıl bileceğiz, diye sorusunu
yineliyor
-İt dalaşır, köpek yılışırmış, diye yanıtlıyorum
Xoçvanlı müthiş bir keyifle kahkahalıyor ve:
-O zaman bunların alayı köpektir Mamoste, diyor.
Gülüşüyoruz.
Bir çay evinin önünden geçiyorken kravatlı bir köylü
ve etrafında ilgili bir topluluk gözüme ilişiyor. Xoçvanlıya:
Şu ortadaki hayali ihracatçı kılıklı adam kim, diye
soruyorum.
Yanıt oldukça kısa
Pezevenk diyor. Valla pezevenk … Şu bildiğimiz
pezevenklerden…
Kendisini uyarıyorum.
Şunu kibarca söylesen olmaz mı oğlum, diye.
-Özür dilerim mamoste. Şu beyefendi otellerde kadın
pazarlıyor, diye düzeltiyor ifade biçimini… Sonra da yaşanan rezaleti aktarıyor
bana. Çok utanıyorum. Ardahanlı olmaktan değil, pezevenklerin memleketimde bu
denli itibarlı bir konuma gelmiş olmasından utanıyorum. O onurlu ve namuslu insanlarımın
dupduru kentinin sonuncu resmi…. Ne günlere gelmişiz.
Xoçvanlıya, beni Rus Pazarına götürmesini istiyorum.
Orada, bizim Bêberekli bir arkadaştan birkaç kaset almak istediğimi söylüyorum.
Memnuniyetle götürebileceğini söylüyor. Hem konuşuyor, hem de tanıdık
birilerini görürüz ya da çocukluk arkadaşlarımla karşılaşırım merakıyla çevreye
bakınarak yürüyoruz. Ardahan Ptt’sine varmadan sola devam edip dört yolu
geçtiğimizde, burada da garip bir şeyler seziyorum. O caddeden geçen bayanlara
esnaf dâhil birçok kişi dönüp bakıyor. Ben de dönüp bakıyorum; ancak anormal
bir şey göremiyorum. Yanımdaki Xoçvanlıya:
-Bu insanlar neden gelip geçen bayanlara bakıyorlar,
diye soruyorum…
-Alışkanlık Mamoste, diyor.
Bu yanıta ikna olamıyorum.; çünkü diğer caddelerde bu
durum pek yaşanmadı.Bu anlamda sorumu yineliyorum.
Xoçvanlı:
-Çünkü bu caddenin ortasından Sağa dönen sokak Rus
Pazarına iner. Dolayısıyla Azeri, Ermeni, Gürcü ve Rus kadınlar genellikle
buradan geçerler. Böyle olunca da buradan geçen kadınların arkasından kimi
zaman kuşkuyla kimi zaman da alışkanlıkla bakılıyor, diyor.
Yani sanki yabancı kadınların arkasından bakılması
gerekiyormuş ya da bakılabilirmiş gibi iğrenç bir anlayış doğal bir kültüre
dönüşmüş. Oradan geçen kadınlardan birinin eşim ya da kardeşim olabileceğini
düşünüyor ve müthiş geriliyorum
Xoçvanlının sözünü ettiği sokağa sapıyoruz.. Burada da
garip bir şeyler var. Sağlı sollu daracık sokaklar ve bu sokaklarda çok sayıda
lokanta…. üstüne üstlük lokantanın birinin eşiğinde elinde sigarasıyla bir
kadın..
Şaşkınım. Xoçvanlı şaşkınlığımı anlamış olacak ki:
-Mamoste bunların çoğu meyhanedir. Kadın garson
çalıştıranlar da var yani ilgi şimdi burayadır, diyor.
Ardahan hayvan pazarına giden yolda kadın garson da
çalıştırabilen meyhaneler…
Çeşmeye giden kıza ya da geline yan gözle bakanların
asla bağışlanmadığı Ardahan’da, kadın garson da çalıştırabilen meyhaneler…
Ardahan hayvan pazarı yolunda…. Ardahan’da… Benim memleketimde…
Kasetçi arkadaşıma uğrayıp hasret gideriyorum.
İşlerinin iyi gitmediğinden söz ediyor, Söz hayvancılığa geliyor, Hayvancılığın
öldüğünü söylüyor.
Şakadan takılıyorum:
-Hani yerli ineklerinizi Hollanda boğalarına
çektirdiniz ya! Ne oldu, diye soruyorum, gülüyor:
-Amaan Mamoste! Devşirme tosuncuklarımız bu iklime uyum
sağlayamadılar galiba diyor.
Kasetlerimi alıp çıkıyorum. Bir gazeteci dostuma
uğruyorum öfkeyle. Bu ahlaksızlıkları işlemesini ve gerekirse bir miting
düzenlemesini rica ediyorum. Ne yazık ki bu arkadaş ya beni duyamıyor ya da
duymak istemiyor.
-Çayın tazelensin mi diyor.
Ardından Xoçvanlıya dönüyorum
‘’ Bana bakma Mamoste… Çünkü ben bir muhalifim, diyor.
-Hiç iktidar olamadım, İktidar olup bu memleketi
baştanbaşa meyhaneye, tımarhaneye ve de şeyhaneye dönüştürenlerin yolunu
açanlar düşünsün, diye gürlüyor.
-Yahu ayıptır ayıp, diyorum. O üsteliyor.
-Bu ayıp benim değil bu ayıp, bu memleketi bu hale
getirenlere:’’ Türkiye sizinle gurur duyuyor diyenlerindir.’’ diyor.
Ardahan’ın tarihiyle ilgileniyoruz diyenlere diyorum
ki:’’’ kirletilmiş bir coğrafyaya yaldızlı tarih yazmanın yararı olmaz.’’’
Umarım bu yazımdan birileri dosdoğru sonuç çıkarır da
gerçeğimize dönmüş oluruz.
Kirli siyasete kulluk ikiyüzlü bir anlayıştır.
Öyle bir anlayış ki…
‘’ASLAN’’ diyorsun bayılıyor
‘’HAYVAN’’ diyorsun darılıyor
Hüsamettin Avşar (Arşiv)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder