12 Kasım 2012 Pazartesi

Gördız mi Bısırman Adami


Gördız mi Bısırman Adami           

 Hüsamettin Avşar
İki Kürt Kardeş , Şeyh oldukları iddiasıyla Kars’n bir Kürt köyüne konuk olurlar. Bu kardeşlerden büyüğü Şeyh, diğeri Mürşit pozisyonundadır. 


Köye Şeyh geldiğini duyanlar hem merak hem de ilgiyle toplaşırlar. Şeyh hazretlerini rahat bir eve konuk eyleyip ağırlarlar.

Kısa zamanda şeyh hazretlerinin konağı dolup taşar. El-etek öpüşmelerden sonra herkes şeyh Hazretlerinin kerametlerini dinlemek üzere kıpraşmasız bekleşir. Bu durumu sezen şeyh bir iki ıkınıp kıkındıktan sonra dest-duruna toplaşanlara seslenir:

 ‘’ Ne zaman ki hevade bulut olse, ya yağmur yağecek ya de doli.''

Mürşit cemaate döner ve seslenir:  

‘’ Gördız mi Bısırman adami ? ‘’

  Şeyh yeniden kerametinden inciler saçar:

  ‘’ Bir Qari (kadın) ki gebe ole, ya qız toğıreceeek ya de oğleeen. ‘’

  Mürşit yeniden ünlenir:

  ‘’ Gördız mi bısırman adamii ? ‘’

Şeyh Hazretleri bir ara gözucuyla halkı süzerek ne derece etkilenmekte olduklarını belirlemeye çalışır. Kimi insanları yeterince etkileyemediğini düşünmüş olacak ki gözlerini yumar bir titreyişle ‘’Allaaaaaah’’ diye bir nara atar ve gözlerini açıp halkı yeniden gözlemek istediği sırada bu nida sonucunda insanların paniklendiğini görür. Bu ara halktan biri telaşla sorar:

 ''Ne oldu şeyhim bu çığlığın neye delalet ?''

  Şeyh hazretleri alçakgönüllüce yanıt verir:

‘’Heç canım önemli degildi. Şu bizim Erzürüm olti’de bir at bir genci kaçırıp uçurumun kıyısına getirdi, el atıp genci kurtardım.’’ Naram ondan … ''

  Mürşit yeniden sesleniyor: ‘’Aheyyy Bımbarek adam !’’

Bu ara yemekler hazırlanmaktadır. Yemek Hazırlama işi Şahan’a verilmiştir. Şahan Tavuklu Pilav hazırlatmış ve servisi de kendisi üslenmiştir. Herkesin tabağına pilav koyup üstüne tavuk eti koymuşken, Şeyhin tabağına önce et koyar, üstüne de pilav…

Servis yapıldığında Şeyh önüne konan tabağı etsiz pilav sanar; bu nedenle beğenmemiş olacak ki kendi tabağını parmak ucuyla itip başka bir tabağı almaya yeltenir.

  Şahan sorar: ‘’Ne oldu şeyhim, yemek tabağını beğenmedin mi?’’

  Durumdan hoşnut olmayan Şeyh Kızgın ve sitemkarca : ‘’Evladım neden benim tabağıma et koymadın ?’’ diye söylenince Şahan öfkeyle gürlemiş:

‘’Ulan Kavat! Sen buradan Erzurum Oltu’da atın sırtındaki genci görüyorsun da niye pilavın altındaki eti göremiyorsun?

  NE alaka ?...

Bunu da siz düşünün. Alın bunu ,Kürd'ün İmanını pazarlayan …’lardan birine uyarlayın. Uyarlayın  ki dinin  siyaseti,  deveyi nasıl hamudu ile götürüyor görülsün !

(Hüsamettin Avşar Arşivinden...)


1 yorum:

  1. Uyarlanacak kavat çok da, şimdi olağan üstü haldeyiz neme lazım!

    YanıtlaSil