19 Şubat 2012 Pazar

Biz Aşağıda İmzası Olan Korkaklar ( ARŞİV )


BİZ AŞAĞIDA İMZASI OLAN KORKAKLAR

Hüsamettin Avşar


biz aşağıda imzası bulunan korkaklar

‘’Ne Yapmalı’’ Lenin’i, ‘’nasıl Yapmalı’’ da Nikolas Gavriloviç ÇERNİŞEVSKİ’NİN 1863 yılında Petropavlovski Zindanında yazdığı kitabını çağrıştırır bana. Özellikle ‘’Nasıl Yapmalı’’adlı eserin okunmasını önerme konusunda israrcı olduğumu da söyleyebilirim.

Amacım bu kitapların tanıtımını yapmak değil elbet… Amacım: bu iki sözün insan yaşamındaki önemini, belleklerdeki yarattığı çağrışımları güncelleştirmek ve bu iki sözün insan için ne denli önemli olduğunu kavratmaya çalışmaktır. Kimi zaman bir sözün rehberliğinin onlarca kitap okumak kadar yararlı olduğuna inanan insanlardan biriyim.


Büyük bir olasılıkla hatta kuşkusuzca diyebilirim ki gerek Lenin,  gerekse Çernişevski, kitaplarının adlarını değil de içeriğinin etki gücünü düşlemişlerdir. Ama bugün, insanlar kendilerini ‘’NE YAPMALI’’ ve ‘’NASIL YAPMALI’’ sözleriyle sorgulayabiliyorlarsa, NE YAPMALI’nın  ya da ‘’NASIL YAPMALI’’nın  gereklerini tasarlamaya çalışıyorlarsa  hem LENİN hem de  ÇERNİŞEVSKİ , düşlerinin ötesinde bir yolgöstericiliğe  de farkında olmadan öncülük etmiş sayılırlar.. Yeri gelmişken ikisini de saygıyla anıyorum.

Peki ne yapmalı?

Öncelikle, ülkemizdeki gelişmelerden kaygılanmalı, en etkin ve de yetkinlerin söylemlerini, uygulamalarını ve de dayatmalarını ülkemizin geleceği açısından tehlikeli bulup korkmalı…

Çok korkmalı; çünkü korku yanıltmayan insani bir duygudur.

Korku beynimizin devinimine ivme kazandıran ve sezinlenen tehlikeli gelişmelere karşı önlem alınmasını düşündüren, önlem almanın yaşamsal bir zorunluluk olduğunu algılatan en insani duygulardan biridir.

Bir bilge, zorbaların eylemlerini irdelerken:’’ Bu insanlar biraz olsun korksalar, bu dehşet verici ey­lemleri yapmayacaklardı sanırım. Korku, sanıldığı kadar kötü, cesaret de söylenildiği kadar iyi şeyler ol­mayabilir.’’ diyor ve bu konudaki düşüncelerini ‘’ Korku aslında son derece işlevseldir.  Uygarlığın gelişmesinde korku çok önemli rol oy­namıştır.’’ sözleriyle sürdürüyor. Bu görüşlerden de anlıyoruz ki korku zorbalığın değil masumiyet ve mağduriyetin tepkisel dışavurumudur. Ana yüreği gibi ürkek, baba iradesi gibi duyarlı, bir güvercin kanadı hafifliğindeki kırılgan korkumuzu saklamaya çalışmanın bir yarar getirmeyeceğine inanmalı ve biz aşağıda imzası olan korkaklar bir araya gelmeliyiz. yan yana, omuzbaşı kıvamında yürek çarpıntısını algılayabilir uzaklıkta…  Korkularımızı korkmadan dile getirip biz aşağıda imzası bulunanlar korkmaktan korkmadığımızı,  korkmaktan yana utançlı olmadığımızı haykırıp altına da şu dip notu düşmeliyiz

‘’Korkuyoruz çünkü faşizmin ahlaksızlık sınırlarını zorlayan saldırıları ile karşı karşıyayız.,

Korkuyoruz;  çünkü medyamız yok  yargımız yok, infazımız yok, yargısız infazcımız yok; ama yargısız infazlılarımız var. Düşünmekten başka düşüncesi olmayan işsizlerimiz, aşsızlarımız, sürgünlerimiz, kıyımlarımız , kayyumlananlarımız, yersizlerimiz yurtsuzlarımız ve de savaş mağduru   kimlikli kimliksizlerimiz var.

Ve biz aşağıda imzası bulunan korkaklar, korkularımızı birleştirerek bu insani duyguyu harekete geçiren güçlere karşı evrensel hukukun üstünlüğü, keyfiyetsiz bir demokrasi, ayrımsız bir yurttaşlık için buradayız. Adımıza bizi yönetmeye talip; ama bizi korkutarak sindirmeyi yazgımıza dönüştüren siz saygıdeğer; ama kaygı değmez muhteremlere karşı umarsızlığımıza yol yöntem olsun diye bilimsel aydınlanmacılığın rehberliğinde yüreklerimizi ve aklımızı birleştiriyoruz,’’


Biz, korkularımızla iyi geçinmeye mecbur edilmişlerin de sabrının sınırlı olduğunu bilecek kadar akıllı ve deneyimli olduğunuzu biliyoruz.

Korkularımızın ayarlarıyla oynamayın !

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder