ÖKÜZ FANİDİR,
PAŞAMIZ KALSIN BAKİ
hüsamettin
avşar
sabah uykularını severim. taciz sayarım uykularımı bölme girişimlerinin cümlesini.
yine bir sabah uykusu anı ve yine bir telefon zırıltısı. yarı uykulu halimle telefonu açtım. yine konuklarım var ta istanbul’dan. kendilerini almamı istiyorlar. malum adresim biraz karışık.telefondaki kişiye, beni limandaki öküz mehmet paşa kervansarayı’nda beklemelerini söylüyorum.
konuğum
şaşırıyor ve bana:
- öküz mü dediniz, diye soruyor.
- öküz mü dediniz, diye soruyor.
- evet, öküz dedim.
- üstünde yazıyor mu?
- evet aynen dediğim gibi…
ve ben bu ara
hem konuşuyor hem de aceleyle giyiniyorum. çocuklar yorgundur diye
telaşlanıyorum.
telefonum
yeniden çalıyor. yine aynı kişi arıyor.
-amca
kervansarayı bulduk ama öküzü yok
-nasıl yok
oğlum dikkatlice baksanız!
- baktık
mehmet paşa var, kervansaray var; ama öküz yok.
orada
beklemelerini, ve bekledikleri yerin tanımlamaya çalıştığım yer olduğunu
söyleyip telefonu kapatıyor ve o telaşla evden ayrılıyorum
ama yol
boyunca bu öküzü nereden uydurduğumu düşünüyorum:
’’ nereden
çıktı bu öküz? yoksa yaşlılık belirtilerinin katmerlendiği bir döneme mi
girdim? ‘’
hem yürüyorum
hem de bu yanılgımın dayanağını hatırlamaya çalışıyorum.
konuklarımın
beklediği noktaya ulaşır ulaşmaz: onlara gösterdiğim ilk tepkim:
-oğlum siz
koskocaman öküzü göremediniz mi ,,oldu.
bir taraftan
azarladım, bir taraftan da kervansarayın tabelasını okumaya çalıştım.
o da ne!
tabelada ‘’
mehmet paşa kervansarayı’’ yazıyor.
şaşırdım.
konuklarım da gülüştüler. onlar yeniden ‘’öküz’’ kelimesine nereden
takıldığımı sordular.
kervansarayın
önündeki kartvizit satıcılarına dönüp:
-arkadaşlar!
bu kervansarayın adı ne diye sordum.
biri:
-öküz mehmet
paşa kervansarayı diye yanıtladı.
-tabelasında
yazıyor mu?
-elbet de
yazıyor
-ben göremedim
de… bir zahmet nerede yazılı olduğunu gösterebilir misiniz?
adam işini
bırakıp geldi. tabelaya uzun uzun baktı ve arkadaşlarına:
-oğlum nereye
gitti bunun öküzü?
gülüştük
yanılmamışım
yanılmamış
olmanın rahatlığıyla konuklarımı öptüm.
iki çocuk
şakalaştı: büyüğü küçüğüne:
-oğlum sakın
öküzlüğü üstüne alınma, sen mehmet paşanın torunusun, diye takıldı,
düşünmedim
değil…
ya bu yerin
adı aslan mehmet paşa kervansarayı olsaydı
o zaman aslanı
da kaldırırlar mıydı? Öküzün günahı öküz olmak mı yoksa hayvan olmak mı?
malum,
birçoğumuzun soyadı hayvani…
bilmem kim
camuzoğlu… falan tavşan, filan tilki, feşmekan kurt… hatta kurtoğlu kurt…
bu hayvani
unvanlarda sakınca görmeyen zatı muhterem çok büyüklerimiz(!)
berfin’i sakıncalı buluyorlarsa vardır bir bildikleri elbet…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder